
Abdülzeyyat rüyasında kendisini tıpkı o hayalet gibi "Dünya Tarihi" içinde, ama aç bir kitap kurdu olarak gördü. Daha ilk sayfanın üzerinde, iri puntolu, "yasak meyva" kelimesini ısırarak yemeye başladı. İkinci sayfada, "düşüşün azabı"nı tattı. "Mesih'in eti"ni yedi, "O'nun kanı"nın lezzetine vardı. "Veba"yı, "Savaşlar"ı, "Felaketler"i ve daha bir nicesini geçtikten sonra son sayfaya geldi. Bir sapiens olarak artık kozasını örebilirdi. Kozanın içindeki Minerva'nın karanlığında kurtuluşunu bekledi. Zaman geldiğinde, tattığı her güzellikle kanatları süslü bir kelebek olarak karanlıktan ışığa çıktı; artık cennete uçabilirdi.
İhsan Oktay Anar-Efrasiyab'ın Hikayeleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder