1 Ekim 2015 Perşembe

Medoc-Saint Estephe


Medoc'un önde gelen dört kamusal apellasyonunun en kuzeyinde yer alan AOC St. Estephe'in iklimi komşularından daha kırsal olarak niteleniyor. Burada büyük şirketler güneydekiler kadar hakim durumda değil. Mülkler genellikle ailelerin elinde. St. Estephe'in haliç yakınındaki toprakları çakıllı fakat aynı zamanda calcerie de St. Estephe olarak bilinen kireçtaşı kayaçları ve batıda ve kuzeyde kumlu ve killi tortullar da mevut. Serin kireçli topraklarda yetişen Cabarnet Sauvignon, şaraplara belli belirsiz sert bi karakter katıyor, bu yüzden yerini daha yumuşak ve etli Merlot'a bırakıyor. Şarapları genel olarak iyi yapılı, ağza dolgunluk hissi veren ve yıllanmış şaraplardır. Üretimin %54'ünü Crus Bourgeois, %20'sini beşinci ürün (cinquieme cru) ve %17'sini de bölgedeki bireysel kooperatifler oluşturuyor.

Bu videoyu çok beğendim Ronan Sayburn Saint Estephe değerlendirmesi yapıyor bazı şatoların tanıtımı ile birlikte. Yukarda da değindiğimiz gibi videoda da %40'a varan oranlarda Merlot karışımı yapıldığı ve bunun şarabı yumuşattığından bahsediliyor. Buna rağmen şarapları hala çok güçlü ve ciddi yıllandırma potansiyelleri var.









Kaynak: Görsel Rehberler, Şarap, syf.63.
Video: You Tube link: https://www.youtube.com/watch?v=n-mHUG-HXxg

7 Eylül 2015 Pazartesi

OIV 2015 Mainz

Merhaba blog, doktora bitmişse eğer, proje de sonlandı mı biraz kendimize vakit ayırabiliriz demektir... Geçen haftalarda OIV 2015 Mainz'e katıldık.
 Bu guzel şehirden ve Riesling'den bahsetmeden geçmek olmaz. Riesling bu bölgenin ve aslinda Almanya'nın en önemli beyaz şaraplık üzüm çeşitlerinden biri.

Mainz Frankfurt'a çok yakın şirin bir yer ve şarapçılık bu bölgede cok önemli. Yarı aromatik bir çeşit olan Riesling'den muhteşem şaraplar yapiyorlar. Bir hafta boyunca bol bol tadabildiğimiz kadar Riesling şarabını takarak, tat ve koku hafızamıza kazımaya çalıştık. Muhteşemdi. Daha önce Bordeaux'da iken Alman şarapları tadımına katılmıştım ve bu leziz şarabı tatma fırsatı bulmuştum, şimdi iyice pekişmiş oldu. Bir de ice wine vardı ki kendisi de ayrı bir yayın konusudur.

20 Mayıs 2014 Salı

Misketin izleri


 Misket şarabının bu coğrafyadaki izlerini birkaç kitap karıştırmanın sonunda kolayca takip edebiliriz...


Tatlı şarapların üretimi bu diyarlarda her daim vardı ve aslına bakarsanız sadece şarap değil asma kütüğünün de antik çağlarda Anadolu'dan Yunanistan'a gittiğini bir konferansta dinlemiştim. Hatta bize "Dionysous sailing with dolphins" örneğini gösterek işte bu çizimin tam da bu durumu anlattığunu belirtmişlerdi.




http://hayalperestgunlukleri.blogspot.com.tr/2011/05/dionysus-sailing-with-dolphins.html

Misket şarabı ve üzümü bugün giderek azalan bir ürün olmasına karşın Anadolu coğrafyasında üretimi, tüketimi ve ihracatı çok eski tarihlere dayanmaktadır.

Roma döneminde (MÖ. 67-MS. 600’ler) Ovalık Kilikia’da yetişen üzümlerden yapılan ve antik dünyada oldukça değerli olan misket şarabı buraların önemli mahsullerindendi. Antik dünyanın önemli ticaret yollarından birisi de Ovalık Kilikia bölümünden geçiyordu. İşte tam da benim evim Çukurova'dan :) ve bu yol Suriye ile Doğu dünyasını, Anadolu ve Ege ile buluşturuyordu (Topdal, 2007).

Bir gazete makalesinde şöyle bir ifade görmüştüm;

 "Tarihte adı bilinen en eski üzüm çeşidi olarak da tanınan Misket kaynaklarda Moskhatos diye de geçmektedir. Hatta tarihin babası diye bilinen Bodrumlu Herodot ünlü tarih kitabı 'Historia'da ‘Smyrna’nın (yani İzmir’in) gül ve bal kokulu moskhatos’ üzümünden söz ederek en eski üzüm adlandırmasına sahip olma onurunu MÖ 5. yüzyılda Anadolu’ya bahşetmektedir. " ne yazık ki bir heyecanla aradım ama Historia'da böyle bir bölümle karşılaşmadım :(

Andrew Dalby’nin (2001) ‘Bizans’ın Damak Tadı’ kitabında ‘ Konstantinopolis'ten Hazarya’ya götürmeye değecek armağanlar arayan Rubruck'lu William meyve, misket şarabı ve ince lezzetli bir bisküvi" seçti der. Misk kokulu (moskhatos) anlamına gelen adı, çoğu çağdaş dil tarafından Bizans Yunancası'ndan alınmıştır.

Osmanlı’ya baktığımızda Evliya Çelebi’nin kayıtlarında, Erdek’teki misket bağlarıdan bahseder, misket üzümünden dokuz türlü şarap yapıldığını belirtir (Çelik, Ş., 2012). Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1552-1562 yılları arasında), Osmanlı İmparatorlugu’nun baskenti İstanbul’da konuk olarak bulunmus olan üç yabancının anı-eserlerinden elde edilen bilgilere göre, o yıllarda İstanbulluların içki listeleri sayılırken Misket şarabına da yer verildiği görülmektedir. (Zat, V., 2010). Bu içecek tatlı olduğu ve mis gibi de koktuğu için de pek sevilir.


Genç Türkiye’de yine gerileyen misket şarabı sonraları yine yeniden kendini gösterir. 5 Temmuz 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde İsmile (Misket) ve İzmir’in misket üzümlerinden yapılmış yeni bir şarabın piyasaya sürüleceği, bu şarabın tatlı ve çok lezzetli olduğu ve fıyatının 55 kuruş olacağı belirtilmektedir. Bundan sonra misket yine kendini gösterir, reklamlarında ‘Misket Şarabı Sıhhat ve Kuvvet verir’ şeklinde bir ifade yer almaktadır.

Keyifle kalın.



Referanslar
Dalby, Andrew (Çev.: A. Özdamar), Bizans’ın Damak Tadı/Kokular-Şaraplar-Yemekler, Yay., İstanbul, 2001, 160 S., Resim, Kaynakça, Dizin. [Kitap / S.Koz/
Vefa Zat (2010). Âdâbıyla Rakı ve Çilingir Sofrası (7. Baskı). İstanbul, İletisim Yayınları, s. 102.
Topdal,E. Kilikia Eyaleti: Kentler ve Roma Yönetimi. E.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İzmir 2007.
Çelik, Ş., 2012. "Evliya Çelebi'nin Bandırma, Aydıncık (Edincik) ve Erdek ile İlgili Verdiği Bilgiler ve Bunların Değeri", Balıkesir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi , Balıkesir Özel Sayısı XV-28-1, s. 67-81.
“Osmanlı Men’-i Müskirât Cemiyeti ve Men’-i Müskirât Kânunu (Ottoman Prohibition of Alcoholic Beverages Society and The Prohibition Act of Alcoholic Beverages)” The Journal of International Social Research, volume: 6, issue: 26, Spring 2013, ss. 161-181, (ISSN: 1307-9581).
Vefa Zat (2010). Âdâbıyla Rakı ve Çilingir Sofrası (7. Baskı). İstanbul, İletisim Yayınları, s. 102.

15 Mart 2014 Cumartesi

4. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu

Çukurova Üniversitesi'nde düzenlenecek olan , 4. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu'na hepiniz davetlisiniz... 17-19 Nisan 2014'da Adana'ya bekleriz :)
Bu arada ben bu logoya bayıldım, daha çok yerde kullanılmalı...
 
Daha fazla bilgi için= http://gida2014.cu.edu.tr/eng/

Bu Blogda Ara da Bul :)

Her hakkı saklıdır!!!

5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 81. Maddesi gereği bu blogdaki eserlerin tamamının telif hakları yazara aittir. Herhangi bir şekilde "alıntı olduğu ve hangi yazara ait olduğu" belirtilmeden ve yazarın blogundan link vermeden kullanmak suçtur.